Bazı coğrafyalarda başarı hikayeleri yazmak zordur. Her ne kadar bizim kültürümüz nakil kültürü olup yazıya oranla daha çok sözlerin aktarılmasıyla geliyor olsa da Dede Korkut’tan buyana anlatılan hikayelerin çoğu geçmişte kalmış, günümüze yansımaları ulaşamamıştır. Hatta daha da kötüsü yaşanan güzel hikayelerin dahi çoğunluğu bu coğrafyada yine pek sevilmez, istenmez, ve hatta paylaşılmaz ki ümitler yeşermesin değişime, dönüşüme, gelişime dair.
Işte bizler yaşadığımız çağın zamanına ve mekanına uygun bir seyirde insanlığın ortak değerlerini kabul ederek ve gelişimlerini takip ederek bunları kendi coğrafyamızda nasıl uygulamaya alır, kendilik kazandırırız diye uğraşır dururuz yıllardır. Bunca yıldır yapılan çalışmaların semeresini aldığımızı söylemek isterdim ama “dost acı söyler” misali, bizleri “dokuz köyden kovacak olsanız da” geldiğimiz yerin güzel gelişimler vaat ettiğini söylemek zor. Allahtan mucizelere inanır, süprizlere yakınız.
Öyle bir çağın yolcusu olduk ki her 5-7 senede bir krizlerin oluşturduğu belirsizlik ortamlarının sislerinde yürümek zorunda kaldık. Değil gelişmek, çoğu zaman halk deyimiyle “yerinde saymak” yanımıza kar kaldı, bugünlere. Ve şöyle bir geri dönüp baktığımızda, gittiğimiz bir arpa boyu yolu özetlemek gerekirse;
Akademinin hem içinde bulunduk hem dışında.
Hem tam anlamıyla Ar-Ge yapıp, ürün ortaya koyduk, hem uluslararası piyasalarda rekabet ettik.
Tekstil ve Ambalaj sektörlerinin her alanında işlerlik kazandık kazanmasına ama Lojistik, Gıda, Makina ve Otomotiv sektörlerine de bulaştık kıyısından.
Her zaman işimiz ve önceliğimiz teknoloji oldu, hep önümüze baktık ve bilişim ve otomasyon çözümleri ürettik. Bunları yaparken de proje kapsamında danışmanlık hizmetlerini de sunduk şüphesiz.
Şimdi bulunduğumuz noktada yüzlerce projeye imza atmış ekibin başları olarak daha iyilerini yapabilmek için yolumuza devam ediyoruz. Aynı anlayıştaki çağdaşlarımızla birlikte yürümek isteriz.
Saygılarımızla,